1 Ocak 1959, Cienfuegos ve Che komutasındaki gerilla birliklerinin Küba’nın başkenti Havana’ya girdiği, Diktatör Batista’nın kaçtığı ve Fidel’in ülkede genel grev çağrısı yaptığı gündür.
ABD emperyalizminin 61 yıl süren türlü saldırıları, Küba işçi sınıfına ve halkına diz çöktüremedi. Askeri saldırılar, istihbari planlar, suikastler, ekonomik yaptırım ve tuzakların tümü boşa çıkarıldı.
Küba işçi sınıfı ve halkı devrimine sahip çıktı. Küba Komünist Partisi önderliğindeki savaşım her gün yenilenerek sürüyor, devrimci ruh ve heyecan toplumun tüm damarlarında yaşıyor.
2020 yılında uluslararası alanda yaşanan COVİD 19 salgını her ülke gibi Küba’yı da etkiledi. Ancak tıp ve sağlık alanında eşsiz çalışma ve buluşları olan Küba, ülke çapında salgının etkilerini sınırlı tutarken, halk sağlığı alanında yürütülen planlı çalışmaların ürünü olarak tüm nüfusun salgına karşı bilinçli davranmasını sağladı. Senenin son günlerinde Küba Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre 2021 yılında Küba halkının tümünün kendi ürettikleri aşı ile aşılanacak.
Kübalı hekimler sadece ülke içinde değil, geçtiğimiz yıl içinde başta İtalya olmak üzere salgının şiddetli sonuçlar yarattığı ülkelere yardıma ve dayanışmaya koştular.
Küba tüm sınırlı olanaklar ve on yıllardır süren emperyalist ambargoya karşı bu dünyada sömürüsüz özgür bir toplumun yaşayabileceğini ve sosyalizmin kapitalizme olan üstünlüğünü kanıtlamıştır.
– Viva Cuba, viva Socialismo!
POLİTİKA HABER