PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik 22’nci yıldönümü olan İmralı tecridine karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemi 78’inci gününde devam ederken, PKK ve PAJK’lı tutuklular adına Deniz Kaya tarafından süren eyleme dair bir açıklama yapıldı.
İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve bu tecridin kaynaklık ettiğini belirttikleri cezaevlerindeki hak gasplarına karşı 27 Kasım’da süresiz dönüşümlü açlık grevi başlatan PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına Deniz Kaya tarafından açıklama yapıldı.
ANF’de yer alan habere göre, yapılan açıklamada Federe Kürdistan bölgesinde yaşanan son gelişmelere değinen Deniz Kaya, AKP-MHP ittifakının 2015 yılından bu yana “Çöktürme Planı” adıyla Kürt halkına ve onun tüm kazanımlarına karşı soykırım politikası temelinde tam bir imha savaşı dayattığını belirterek, “Buna karşı başta Önder Apo olmak üzere, halk ve hareket olarak varlığını koruma, özgürlüğünü sağlama mücadelesini fedai çizgide yürütmekteyiz. Bu destansı mücadele uluslararası güçlerin tüm desteklerine, büyük bir savaş tekniğine rağmen işgalci, soykırımcı, faşist Türk devletini çöküş sürecine sokmuştur. Aslında Haftanin’le başlayan, Gare zaferiyle doruklaşan ve günümüzde Metina-Avaşin-Zap hattında düşmana büyük bir hezimet yaşatan gerilla direnişi aynı zamanda zaferin umudunu, inancını, kararlılığını her kesimde yeniden yaratmış, Önderliğimizin fiziki özgürlüğü temelinde halkımızın özgürlüğünü yaratma aşamasına gelmiştir” dedi.
‘KDP’NİN YAKLAŞIMI KABUL EDİLEMEZ’
Türkiye’de devlet-siyaset-mafya ilişkisinin yanı sıra KDP’nin takındığı tavra dair de Kaya şunları belirtti: “Tam da düşmanın askeri, siyasi, ekonomik her açıdan zorlandığı, kendi içinde çeteleşmiş yapısının açığa çıktığı, iç çatışmalarla bir birlerinin işlediği suçları ifşa ettiği, Metina-Avaşin-Zap hattında büyük bir hezimeti yaşadığı bir süreçte, KDP’nin adeta onu bu çıkmazdan kurtarma yaklaşımını kabul etmek mümkün olmadığı gibi buna karşı sessiz kalmamızı da kimse beklememelidir. Bu yaklaşımın Kürtlükle, Kürdistani değerlerle, yurtseverlikle, toplumsal ahlak ve vicdanla hiçbir bağı olmadığı gibi, bunda ısrar etmenin ihanet dışında bir anlamı olmayacağını belirtmek istiyoruz. Kürt halkının ülkesini işgalcilere karşı can siperane savunan, Kürt halkının özgürlüğünü amaç edinen, bu anlamda Kürtlük onurunun fedaice temsilini yapan gerillamızın arkadan kuşatılması, hançerlenmek istenmesi düşmana hizmet etmek ve tüm Kürt kazanımlarını ortadan kaldırmayı ifade etmektedir.
Bizler faşist Türk devletinin zindanlarında direnen on binin üzerindeki siyasi tutsaklar olarak KDP’nin bu onursuz durumdan bir an önce kendini kurtarmasını, gerilla alanlarına sevk ettiği güçlerini geri çekmesini, bu varlık-yokluk savaşında ulusal birlik ve yurtseverlik bilinciyle Özgürlük Mücadelesine destek sunmasını, bunun dışındaki tüm yaklaşımların düşmana hizmet edeceğini ve halkımızın yüreğinde lanetle anılmayı ifade edeceğini belirtmek istiyoruz.Kürtler arası bir savaşı ne bizler, ne de dört parça Kürdistan’da halkımız kabul eder. Hala geç olmadan halkımızın tarihine yeni bir kara leke olarak geçmemek adına KDP Kürt kamuoyunu rahatlatmalıdır. Aksi taktirde tıpkı faşist TC’nin imha saldırılarına direndiğimiz gibi, ihanet karşısında da her türlü direnişi ortaya koyacağımızın bilinmesini isteriz.”
‘HALKIMIZ TEPKİSİNİ ORTAYA KOYMALI’
Açıklamanın devamında Kürt halkına çağrıda bulunan Kaya, “Tüm halkımıza da çağrımız, yüzyıllık tüm kazanımlarımızı heba edecek, Kürt halkının düşmanlarına hizmet eden böylesi bir duruma karşı her yerde alanlara çıkarak tepkilerini ortaya koymalı ve böylesi bir sürecin önüne geçme gücünü yaratabilmelidirler. Kürt aydınları, yazarları, sanatçıları, siyasetçileri, kadını, gençliği böylesi bir direniş hattını yaratmada öncü olmalı, ihanet karşısında net ve sonuç alıcı bir tutum ve duruşun sahibi olabilmelidir. Yurtsever ve direniş geleneğinin en canlı halkası olan Başur Kürdistan’ındaki halkımız böylesi bir felaketi kesinlikle kabul etmemeli, buna karşı tepkisini açık bir şekilde ortaya koymalıdır. Gün halk olarak düşmanlarımıza karşı, ülkemizi işgal edenlere, varlığımızı inkar edenlere ve bize soykırımı dayatanlara karşı birlik olma ve direniş temelinde özgürlüğü sağlama günüdür. Gün ihaneti kabul etmeme ve önünü alma günüdür. Gün düşmana karşı fedaice ülkesini savunanların etrafında kenetlenme günüdür. Bu temelde Halkımızın sürece müdahil olacağına ve rolünü oynayacağına olan inancımızı belirtiyor, tüm yurtsever ve demokratik kamuoyuna saygıyla selamlıyoruz” ifadelerini kullandı.
MA